YENİ YIL’MI !
Yeni yıl bazılarına göre bir takvim yaprağının yırtılması
Yeni bir yıla giriyoruz.
Yeni yıl bazılarına göre bir takvim yaprağının yırtılması,
Bazılarına göre geçmiş yılın muhasebesi yapılarak gelen yılının planlanmasıdır.
Bazıları ah çekerek geçmiş yılların iyiliklerini,kötülüklerini anlatırlar.
Siyah beyaz televizyonlar yılbaşı gecesinin 12’sinde dansöz Seyre tmenin o günün şartlarındaki sosyolojisini özlerler.
Bazıları bayram,yılbaşı neyime dün de garibandık bugün de garibanız ahını çekerler.
71 yıldır yaşayan biri olarak hatırlayabileceğim yılbaşı anılarım bir elin parmaklarını geçmez.
Bu gecelerde çocuklarımla bazen yeğenlerimle biraz kuruyemiş biraz meyve bir de Arabası ile tv seyrederek yeni yıla girerdik.
Bu yaşıma kadar bir otelde restorantta eğlendiğimi anımsamıyorum
Ülkemde yılbaşı nedir Noel nedir bir türlü anlayamadım.anlatamadık’ta da sanırım.
Noel; Hazreti İsa’nın doğum günü olarak 25 /26 aralık’ta Hristiyanların kutladığı bir gün.
Yılbaşı;miladi takvimie göre yeni bir yılın başlamasıdır.
Tarihler farklı amaçlar başkadır.
Gel gör ki benim ülkemde öyle değil.
Yılbaşı Hıristiyan kutlaması onlara benzeyenler onlar gibi olurlar algısı.
Halbuki İslam barış dinidir,Tüm peygamberlere inanmak imanın şartlarındandır.
Hz İbrahim’in kurbanına, Hz Nuh’un aşuresine inanırız onları kutlar, Hazreti İsa’nın doğum günü olan tarihe ters bakarız.
Yılbaşlarında alternatif günler kutlarız.Örnek mi her yılbaşında Mekke’nin Feti’nin yıl dönümü ile ilgili törenler düzenleriz.
Yıl 2014’ü 2015’e bağlayan gece Mekke’de idim.Merak ettim otelden dışarı çıktım Mekke sokaklarını dolaştım böyle bir kutlama görmedim.
Suudi Arabistan’da Arapların kutlamadığı Mekke’nin fethi ülkemde her yılbaşında törenlerle kutlanmaktadır.
Demokratik laik sosyal bir hukuk devletinde yaşıyoruz.
Din ve dünya işlerinin ayrıldığı bir ülkede bunların tartışılmasını anlamak mümkün değil.
“Senin dinin sana benim dinim bana” diyen bir dinin mensuplarının davranış dikte etmelerini anlamak’ta mümkün değil.
2025 gireceğimiz bugün de istesek de böyle bir geceyi eğlenceyle geçirecek ne maddi ne de manevi bir duruma sahibiz.
Evine ekmek süt yumurta meyve almakta zorlanan insanların eglenmesini hayal bile edemeyiz.
Kim istemez çocuklarıyla bir babanın bir restorant’ta yemek yemesini biraz müzik dinlemesini ve egenmesini.
12.500 tl alan bir emeklinin bırak eğlenmeyi torunlarına bir küçük hediye alması bile günümüz şartlarında mümkün değil.
Ülkem bilerek istenerek bu hale getirildi.
Bu bir tercihti, başardılar. Halkı yoksullukta birleştirdiler.
Ne diyordu Tefik Fikret;
Yiyin efendiler yiyin, bu içaçıcı sofra sizin; doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Ne diyelim.Berat Bakanın dediği gibi “At izi it izine karıştı” sonumuz hayrola…
Umutların hep varolduğu,
Umutsuzlukların yok olduğu,
Huzur sevği ve barışın hakim oldulduğu,
İnsanın,insanı sömürmediği,
Kula,kulluğun olmadığı bir gün ve yıllar diliyorum.
Sözle’de olsa MUTLU YILLAR.
0 Yorum