ÜLKEMİZDE EĞİTİMİN HALİ
2022 yılı itibari ile ülkemizde(resmi-özel) 19.milyon 155 bin 571 öğrenci bulunmaktadır. Bu öğrenciler 70 bin383 eğitim kurumunda eğitilmektedir.
2022 yılı itibari ile ülkemizde(resmi-özel) 19.milyon 155 bin 571 öğrenci bulunmaktadır.
Bu öğrenciler 70 bin383 eğitim kurumunda eğitilmektedir.
Eğitim ve öğretimden söz edilirken eğitimli, eğitimsiz kültürlü,kültürsüz kavramlarını çok sık kullanırız.O halde eğitim nedir, nedir öğretim.
Eğitim:İnsanları belli amaçlara göre yetiştirme sürecidir.(fidan 1996.4)Eğitim davranışların değiştirilmesinı ifade eder.İstenilen yönde davranış değişikliği oluşturma süreci olarak görürülür.
Öğretim ise:Kişiyi belli bir erege(amaca)ulaştıracak bilgileri öğretmek işidir.
Bir kişiye belirli becerileri aşılama eylemini ifade eder.
Bu işler genellikle okullarda öğretmenler tarafından yerine getirilir.
Bu temel bilgilerden sonra gelelim ülkemizin eğitim ve öğretim durumuna.
Ülkemizde eğitim ve öğretimin durumu nedir, bu işler ne kadar sağlıklı yürütülmektedir.
Bir istatistikle yanıt verelim.Ülkemizde;
1000 kişiden sadece biri kitap okuyor.
Gençlerin %70’i hiç kitap okumuyor.
Dergi okuma oranı %4
Gazete okuma oranı %22
Radyo dinleme oranı %25
Tv İzleme oranı %94
Yine ülkemizde kitap okumayan çocuklar normal bir cümleyi 45 saniyede anlayabiliyorken bu süre kitap okuyan çocuklarda 13 saniyeye düşüyor.
Eğitim ailede anne baba ile başlar çevre ve okulda devam eder.
Yani ilk eğitimci annedir.İşi de aşı da anneden Öğrenir,Çevre etki eder tamamı demesek de okulda şekillenir.
Ancak ilk öğretmen olan anneyi biz cahil bırak.Ona yeterince değer vermedik.Onu ikinci sınıf insan gören zihniyetlerle tanıştık.
Anneyi toplumun merkezine yerleştirmedikçe bir arpa boyu yol alamayacağımızı görüyoruz.
Kadın cinayetleri kadınla ilgili düşünceler ortada.
Eğitimin belkemiği okullarda ise durum hiç de iç açıcı değil.
Çevremizde ve basında her gün öğretmenlere karşı yapılan saldırıları okuyoruz,görüyoruz.
Alo 147 şikayet hattı ile yüzlerce öğretmen,
öğrenci ve veliler tarafından şikayet ediliyor.
Asıl mesleği eğitimcilik olan öğretmen,
mobbing uygulamaları öğrencilere hakaret etti söylentileri ile dolu.
Hatta daha ileri gidildi öğretmenin sicil notu öğrenci, veli,okul idaresi ile birlikte verilmeye başlandı.
Bu durum takdir edersiniz ki öğretmeni örseledi,kırdı sadece kürsüde ders anlatır hale getirdi.
Zaman geçsin ders bitsin “bana degmeyen yılan bin yaşasın”a dönüştü.
Sınıfa giren öğretmen kılık kıyafet yüzünden kimin öğrenci kimin değil bilemez oldu,
Gerçi öğretmenin kıyafeti de öğrenciden farklı değil.
“İyi bir kıyafet iyi bir tavsiye mektubudur.”
“İnsanlar kıyafetlerini ağırlanırlar sohbetleri ile uğurlanırlar.”Sözleri çöpe atıldı.
Bazı sendikalar devlet’e sivil itaatsizlik başlatıyoruz diye kimi uzun saçlı, sakallı,kimi yırtık kot pantolonlu öğretmenler oluşturdular.
Bilmediler ki devleti okulda öğretmen temsil ediyor.Kendi kendilerine itaatsizlik yaptıklarının farkına varmadılar veya es geçtiler,geçiyorlar.
Akıllı telefonlar ile sınıflara giren öğrenciler bu telefonları amaçları dışında mesajlaşma aracı video çekme ve tehdit aracı haline getirdiler.
Çevre dersem ortada.uyuşturucu yaşının ne kadar düştüğünü basından öğreniyoruz.
Köylerin mahalle yaptık tüm köy okullarını taşımalı hale getirdik.
Maalesef köylerde ki okullarda andımız söylenmez, Türk bayrağı göndere çekilmez istiklal marşı okunanaz hale geldi,getirildi.
Anaokulu,ilkokul yaşındaki çocuklar da,şehirlerde ikamet eden öğretmenler de servislerle okullara taşındı.
Anlayacağımız eğitim ve öğretim dostlar pazarda görsün şekline dönüştürüldü.
Dünya sıralamasında eğitim ve öğretimmiz ortada,sanırım ilk yüze giren üniversitemiz yok.
Bir Çin atasözü derki;
Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek.
On yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik.
100 yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir.
Bilim üretmeyen ülkelerin durumu ortada.
Yapılacak tek şey en acil şekilde eğitim öğretim durumumuzu masaya yatırmak,gerekli önlemleri almaktır.
Eğitim Siyasete kurban edilmemelidir.
Yarınlarımızın daha kötü olmaması için haydi eğitim seferberliğine.
0 Yorum