SAHİ KİM BUNLAR ?
“Bir deli kuyuya bir taş atmış 40 akıllı çıkaramamış.”
“Bir deli kuyuya bir taş atmış 40 akıllı çıkaramamış.”
Ben’ce bu söz akıllılara hakarettir.O akıllı insanlar onu çıkaramıyorlarsa akıllı değillerdir.
Bu söz halk arasında geçerli bir söz haline gelmiştir.
“Suç masumdur onu kimse üzerine almaz”Sözü de günümüzde çok kullanılır bir durumdadır.
Ülkemde her gün onlarca olumsuz olaylar oluyor.Ülke her geçen gün kan kaybediyor.Kimsenin umurunda değil.
Neden,niçin,nasıl, niye sorularına cevap verilmiyor veya verilemiyor.
Bu durumu ülkenin her kurumu için örnekleyebiliriz.
Ülkenin milli eğitim,dışişleri içişleri, tarım,ticaret ve ekonomi sorunları var.
Her alanda tekliyoruz.Gün geçtikçe adeta batıyor,kötüye gidiyoruz.
Adında milli olan bir eğitim bakanlığımız var.Ülkemin eğitimi, öğretimi dünya sıralamasında nal topluyor.
21 yıl İktidarda olan bir partinin bir milli eğitim politikası yok.
Bu 21 yıllık süre içersinde (Erkan mumcu Hüseyin Çelik nimet Çubukçu Ömer Dinçer nabi Avcı İsmet Yılmaz ziya Selçuk mahmut Özer Yusuf tekin)Dokuz bakan değişmiş.
Kaba bir hesapla 2,5 yılda bir bakan değiştirmişiz.
“Bakanların iki ortak özelliği var.İlk icraatları kendilerinden önceki bakanların yaptıklarını bozmak ve imam hatiplerin sayısını artırmaya çalışmak.”
Her yıl sınav sistemini içinden çıkılmaz bir duruma düşürmek,kılık kıyafetle uğraşmak.
Hani diyor ya şair”Hancı sarhoş yolcu sarhoş.”
Ülkemin cumhuriyetle birlikte bir dış politikası vardı.Ana ilke “Yurtta barış dünyada barış.”idi.
Dünyada saygınlığı olan orta Doğu’daki sorularda bir ağabey, sorun çözen konumundayken bugünkü durumumuz ortada.
Bir gün Avrupa birliği bizim tek çıkar kapımız,diğer gün çok da önemli değil gerekirse AB den çıkarız tavırları.
Ülkenin dış işlerini çözen uygulayan,konularına vakıf olan, iyi eğitim görmüş diplomatları vardı.
Onları “Monşer” diye dışladık.
Ülkede yolsuzluk yapan birine veya birilerini bir ülkeye büyükelçi olarak atadık.
Dış politikada saygınlığı olan bir ülkeden, saygınlığı olmayan bir ülke konumuna getirmeyi başardık.
Ekonomimiz daha da içler acısı.
Dış borç 470 milyar $’a çıkmış. Kredi kartı borcu olan 35 milyon kişi var.
Yedi ayda kredi kart borcu için 750 bin kişi icralık,
ülkede toplam icra dosyası sayısı 36 milyona ulaşmış,iç borç hakeza.
Merkez Bankası yedek akçeleri yani kefen parasını kullanmış,tüketmiş.
Dışardan dolar cinsinden yüzde on faizle para bulamaz hale gelmişiz.
Bir dolar 27 TL’ye, bir Euro 28 /29 TL fırlamış,
1 litre mazot 41 tl,bir litre benzin 40 liralara yükselmiştir.
Buna bağlı olarak çarşı pazar yangın yerine dönmüş millet ucuz ekmek kuyruklarında, ucuz patates, soğan,sebze meyve kuyruklarında bekler hale düşürülmüştür.
Ne idiğü belirsiz kur korumalı sistem’le zengin daha zengin fakir daha fakir duruma düşürülmüştür.
Ulaşım zamları halkın belini bükmüş.
Çarşıya,pazara ,sıla’yı rahim için memlekete,anne baba mezarını ziyarete gidemez hale düşürülmüştür.
Çiftçi giderleri dövizle ve mazotla birlikte iki üç katına fırlamış toprağı işlemez duruma düşürülmüş,
Çiftçi ürününü tüccara ucuz fiyata satmak zorunda bırakılmıştır.
Vatandaş eski elbisesini ve eski ayakkabılarını tamir ettirerek giymeye başlamıştır.
Bu vesileyle işlevini yitiren bazı meslekler yeniden ortaya çıkmıştır.(Terzilik,ayakkabı tamircisi,döşemevilik vs)
Bu durumdan parası olanlar,devletten büyük ihaleler alanlar,kur korumalı mevduat sahipleri memnundurlar.
Gelelim konumuzun başlığına.
Sahi bu memleketi, bu milleti kim veya kimler getirdi bu duruma !
0 Yorum