NEREDEN NEREYE
Ülkemde ağzını açan sen yetmişli seksenli yılları yaşadın mı sorusunu soruyor.
Ülkemde ağzını açan sen yetmişli seksenli yılları yaşadın mı sorusunu soruyor.
Sen kaç doğumlusun diyorum 1990 veya 2000 li yıllar diyor.
Sen nereden biliyorsun,duydum diyor.Kimden duydun. Babamdan,annemden,Anneannemden ,dayımdan.Onları araştırıyorum söylenen tarih onlara da gelmiyor.
Ama algı olğuyu geçmiş.Yalandan ölen varmı.
Ölen yok ya,bir de gerçek var hakikat var.
Neler söylüyorlar:
Benzin,mazot kuyruklarından tüpgaz,Yag kuyruklarından bahsediyorlar.
Ne zaman 1974-1978 li yıllar.
Ne olmuş o yıllarda;
20 Temmuz 1974 Kıbrıs barış harekatı.
Bir yiğit insan, kararlı bir parlemento.bağımsızlık uğruna kararlar alıp Kıbrıs çıkarmasını yapıyor. kazanılan zafer sonrası 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyetini kuruluyor.
O olmaz denilen,yapamazlar denilenler yapılmış Türk’ün kahramanlığı bir kez daha gerçekleşmiş oluyordu.
20 Temmuz 1974 te beşparmak dağlarına Türk’ün mührü vuruluyordu.
Yine o yıllarda ,Afyonda Haşhaş üreten Afyolunun işine ABD müdahale ediyordu.Haşhaş ekemezsiniz.
Neden biz istemiyoruz.Bizden izinsiz ekim yapamazsınız.
Bir yiğit çıkmış Adı karaoğlan,Burası benim Ülkem kararları ülkem adına ben veririm sen değil diyordu.
Sen öyle mi diyorsun diyen emperyalistler ülkeme petrol,doğalgaz ambargosu uygulamış.
Buna dünyadaki krizde eklenmiş,
Bir de enerji Bakanı Deniz Baykal’ın millileştirme işine başlaması emperyalisleri kudurtmuştu.
O yıllarda kısa süreli de olsa bizim dışımızdaki nedenlerle kuyruklar oluşmuştu.
O günleri bizzat yaşayan biri olarak şunu söyleyebilirim ki tarlalarımız ambargoya ragmen ekilmiş hasatları yapılmış,ulaşım devam etmiş,fabrikalarımız çalışmıştır.
Tabii ki bunu fırsat bilen karaborsacılar da boş durmamış varolan ürünleri saklamışlar stoklamışlar, depolamışlardır.
Pireyi deve etmişler,iktidari kötülemek için her türlü hileye başvurmışlardır.
Karalanan,kötülenen o yıllarda;
Kavunu,karpuzu batman,batman(batman 8 kğ)
Sebze ve meyveyi kasa kasa,
Patatesi, soğanı,
Şekeri,pirinci nohut u,mercimeği torba torba,
Peyniri teneke teneke alıyorduk.
Günümüzde darb-ı mesel olmuştur şu söz;Ben mazotu benzini hep 50 liralık alırım.
Evet dikkat o eleştirilen yıllarda 50 tl ye70 litre yakıt alınıyordu.
Gelelim günümüze;
Bugünleri de gördük.Soganı, patatesi, Şekeri, pirinci, nohut’ u,mercimeği kilo ile karpuzu,kavunu dilim,dilim sebzeyi ve meyveyi tane tane,
maydonuz u, tereyi naneyi bağ bağ almaya başladık.
Hemde hükümetin kurdugu tanzim satış yerlerinde sıraya girerek kuyruklar oluşturarak.(Tabi ki alabilenler.)
Karalanan eleştiriler yıllarda 50 liraya 70 litre yakıt alırken günümüzde en büyük paramız 200 tl ye altı litre yakıtı zor alabiliyoruz.
Eşin dost’un düğününde en az takan çeyrek altın,
Yakınları bilezikler takarken şimdilerde gram altın bile takamaz olduk.
Karalanan kötülemen o yıllarda bir kişi emekli olduğunda kıdem tazminatıyla ev veya araba alabiliyordu.
Ya şimdilerde evlenmek ev kurmak, düğün yapmak, ev,araba almak hayal oldu.
Elin oğlunun 1 doları 29.00 tl 1 eurosu 30 tl oldu. 200 tl miz 8 dolar ediyor.
Bulgarı,Yunan ı Edirneye alışveriş yapmaya gelmeye başladı.çünkü paraları değerli,paramız düşük.
Ülkemin arazileri limanları önemli tesisleri ve varlıkları satıldı.
250.000 $ veya 400.000 dolarla ev alana, para getirene hem evi,hem toprağımızı ,hem de Türkiye cumhuriyeti vatandaşlığını verdik.
Vatandaşlık alanlar bu ülkede oy kullanarak ülkemizi idare edenleri de seçmeye başladılar.
Geldiğimiz,getirildiğimiz nokta bu. Siz,beyler dünü karalamaya devam edin.Geri dönülmeyecek bir yoldayız.
Güzel ülkemin durumu malesef bu.
Ülkemi ve milletimi bu hale getiren beyler,siyasetçiler eserinizle,eserlerinizle övünün.
Ne diyelim,uğurlu olsun.!
0 Yorum