EKONOMİK DURUM
Ekonomi (iktisat) toplumun refahını inceleyen bir bilimdir.
Ekonomi (iktisat) toplumun refahını inceleyen bir bilimdir.
Bizim ekonomik sistemimiz Anadolu coğrafyasına uygun olarak ilk günden beri tarıma dayanır.
780.000 km kare alanı ile dört mevsimi aynı anda yaşayan yaşatan bir iklime ve toprak yapısına sahibiz.
Ülkemizde tarım hayvancılıkla iç içe eşdeğer yapılmaktadır.Buğday un olarak; sapları saman,Mısır un olarak saplar ve attıkları hayvan yemi olarak,Pamuk dokuma, çekirdeği küsbe olarak,Pancar şeker olarak,posası küsbe olarak yetiştirilmektedir.
Cumhuriyetle birlikte Anadolu tarımı, hayvancılığı ve Sanayi yi eşdeğer ilerletmeye çaba göstermiştir.
Cumhuriyet i ilan edenler Misak’ı mili ile, misakı iktisad’ı (Milli ekonomi) beraber yürütmüşlerdir.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 17 Şubat 1923 İzmir iktisat kongresi ile yeni Türk Devleti’nin ekonomik rotasını çizmiş.İşçi, çiftçi,esnaf,sanayici ile çok önemli kararlara imza atmıştır.
Bu konuda önemli adımlar atılmış Anadolunun güvenli yerlerine önemli tesisler kurulmuştur.
Birinci beş yıllık Sanayi planı kapsamında Türkiye’de devlet tarafından yapılmış ilk fabrika Sümerbank Kayseri bez fabrikasıdır.(16 eylül 1935)
Cumhuriyetin ilk 15 yılında 46 büyük fabrika işletmeye açılmıştır.Alpullu,Uşak Eskişehir Turhal Şeker fabrikaları bunlardan birkaçıdır.
Atatürkün Bu konudaki sloganı “Türk milleti Türk malı alsın .Türk parası Türk ülkesinde kalsın “dır.
9 Ekim 1937 günü açılan Nazilli fabrikasının makinaları, teçhizatları SSC den Narenciye karşılığı alınmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk “Her fabrika bir kaledir “sözünü de buranın açılışında söylemiştir.
Ülkemizde iklimin de gereği Doğu Anadolu hayvancılığın yapıldığı bir bölgemizdir.Bundan ötürü devlet eliyle et,süt kombinalarının büyük çoğunluğu bu bölgede kurmuştur.Yine hayvancılığa destek olarak bölgede şeker fabrikaları kurulmuştur.
Yiyeceğe ve giyeceğe para vermeyen dünyadaki yedi ülkeden biri’idik.
Dünya da fındıktan yıllık 17 /18 milyar Dolar gelir elde ediliyor.Türkiye dünya fındık üretiminin %70 ini karşılıyor.Ülkem’e bu paradan 2 milyar $ düşüyor.
Tarım ve hayvancılık ülkesi olan Ülkem bugün her şeyini dışardan almak zorunda kalıyor.
Et Balık kurumu,Et ve süt kombineları, şeker fabrikaları, tekstil fabrikaları birer, birer biraz da bilinçli şekilde kapatılmış dışarıya bağımlı hale getirilmiştir.
Ülkem insanı 1 kg kıyma’ya 1 kg peyniri’e, yoğurt ve süt ürünlerine kısaca tüm
tarım ürünlerine muhtaç hale getirilmiştir.
Kur korumalı mevduata 700 milyar tl ödenirken,
Belli şirketler ve firmalara her yıl vergi afları getirirken,ülkemin üretim kaynağı olan çiftçinin devlete olan 260 milyar liralık borcu affedilmemiş Çiftçi üretemez hale getirmiştir.
Halbuki anayasa gereği gayrisafi milli hasılanın %1’i tarımı ayrılır maddesi işletirmemiştir.(Ülke çiftçisine verilen destek yüzde yarım kadardır.)
Geçmişteki bir tarım bakanımız tarım ithalatı ile ilğili “Paramız var ki alıyoruz” sözünü söylemiştir,söyleyebilmiştir.
Paramızın pul’a çevrildiği bir dönemdeyiz.
Daha dün bir eyaletimiz olan her türlü ekonomik ihtiyaçlarını karşıladığınız ülkelere el açar para dilenen bir duruma düştük,düşürüldük.
Bu durum necip Türk milletine yakışıyor mu?
Birileri yakıştırabilir; ama ben ve benim gibiler asla yakıştırmıyor,yakıştıramıyor.
Bu büyük milleti bu duruma getiren nedenler derhal ortadan kaldırılmalıdır.
Millet olarak özümüze milli ekonomik sisteme dönmek zorundayız.
“Başkanlık sistemi pahalı bir sistemdir bugün onun maliyetini ödüyoruz.” Prof dr Öner Günçavdı
Millet’in maliyet ödemeye ne Meceali ne’de takatı kaldı.Halk tabiriyle kemer’de delik kalmadı.
Ülkemi yöneten tüm yöneticilere ilanen duyrulur.
0 Yorum