CUMHURİYET’İN İKİNCİ YÜZYILINDA GELİŞEN VE DEĞİŞEN SİVAS
Bugün 10 Kasım, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün 87. ölüm yıl dönümü. Onu şükran, saygı ve minnetle anıyoruz.
Bugün 10 Kasım, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün 87. ölüm yıl dönümü. Onu şükran, saygı ve minnetle anıyoruz.
Böyle anlamlı bir günde, ülkemin tarih kokan önemli şehirlerinden biri olan Sivas’tayım.
Ülkem insanlarının büyük bir kısmı, bir şekilde Sivas’a uğramıştır.
Ya Temeltepe’de askerlik yapmış ya da doğu illerine giderken tren garında bir mola vermiştir.
Ben de Kars’a göreve giderken veya doğu seyahatlerimde trenle geçerken Sivas’a uğramışımdır.
Ancak Sivas’tan geçmek ile Sivas’ı gezmek arasında fark olduğunu 10 Kasım 2025 tarihinde fark ettim.
Bir tarih öğretmeni olarak, 30 yıl boyunca görmeden, gezmeden bu şehirden bahsetmişim.
Sivas’ı gezme şansına 70 yaşından sonra nail oldum.
Bir öğrencimizi ziyaret etmek üzere, onun davetiyle öğrencim Sadettin Yerli ve öğretmen Bahri ağabeyimle birlikte Sivas’a geldim.
İyi ki geldim, iyi ki gördüm.
Sivas’la ilgili önemli izlenimler edindim.
Sivas, buram buram tarih kokan; Danişmentlilerden Selçuklu’ya, oradan Osmanlı’ya uzanan eserlerin süslediği bir şehir.
Özellikle Selçuklu dönemine ait Çifte Minareli Medrese, Gök Medrese, Buruciye Medresesi ve Şifahiye Medresesi hâlâ ilk günkü görkemini korumakta.
Bu yapılar, tarihi meydanda birbirini görecek şekilde konumlanmış.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile belediye, bu eserlerin korunması için gerekli özeni göstermiş.
Bu güzel yapıların içinde açılan kafeler, çay bahçeleri ve tarihî eserlerle ilgili alışveriş yerleriyle burası adeta birer güzellik abidesi hâline gelmiş.
İnsanların aileleriyle birlikte oturup sohbet ettiği, çay içip yemek yediği huzurlu alanlar oluşturulmuş.
Sivas’ı, insanları huzurlu, dingin bir şehir olarak gördüm.
Şehri gezmemizde, tanımamızda Belediye Basın Yayın Müdürü Köksal Bey bize yardımcı oldu, rehberlik etti.
Kendisine teşekkür ediyorum.
Sivasta bir Arğıncık liseli,öğrencimiz Feryat çevik’te bize eşlik etti. Onada konukseverliği için teşekkür ediyoruz.
Tabii Sivas, Cumhuriyet dönemi açısından da çok önemli bir şehir.
Cumhuriyetin temelleri, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından bu şehirde atıldı.
Manda ve himaye, kesin olarak bu şehirde reddedildi.
“Ya istiklâl ya ölüm” parolası, Sivas Lisesi Kongre Merkezi’nde yankılandı.
Temsil Heyeti burada kuruldu; ülkenin kaderine burada yön verildi.
İrade-i Milliye Gazetesi ilk defa bu şehirde basıldı.
Bu nedenle Sivas, bizim için kutsal bir şehirdir.
Sivas, 1930 yılında demiryoluna kavuştu.
Demiryolu sayesinde buradaki demir madenleri çıkarıldı ve ülkede kurulan ilk demir-çelik fabrikası olan Karabük Demir Çelik Fabrikası’na taşındı.
Sivas, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına şanslı başlamış durumda.
Şehir, coğrafya öğretmeni, BİLSEM Müdürü, Elbeyliler Dernekleri Genel Başkanı ve akademisyen bir doktor olan Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun tarafından yönetiliyor.
Başkan Uzun, iki yıl içinde Sivas’a çok büyük değerler katmış.
Sosyal medya aracılığıyla takip ettiğim çalışmalarını, Sivaslılar başta olmak üzere ben de takdirle izliyorum.
Başkan göreve, su kayıp ve kaçaklarını önleme çalışmalarıyla başlamış.
Görünmeyen altyapıya milyonlarca lira harcayarak Sivas’ı içilebilir suya kavuşturmuş.
Asfalt işini ise bizzat açtığı taş ocakları ve asfalt plentleriyle çözmüş; temiz, modern bir şehri halkın hizmetine sunmuş.
En önemli projelerinden birinin Kızılırmak Projesi olduğunu öğrendim.
Sivas’tan doğup Karadeniz’e dökülen Kızılırmak’a bugüne kadar sadece akarken bakılmış.
Ancak Başkan Uzun bu değerin farkına vararak büyük projeler geliştirmiş ve iki yıl içinde tamamlamayı hedeflemiş.
Eskişehir’de Büyükerşen’in Porsuk Projesi neyse, Sivas’taki Kızılırmak Projesi de odur, diyebilirim.
Başkanın önem verdiği bir diğer alan da Sivas’ı yeşillendirme projesi.
11 Kasım’da 58.000 ağaç dikimi gerçekleştirilmiş.
Sivas, insanların huzur içinde yaşadığı, dingin, trafiği ferah, gürültüden uzak bir şehir hâline gelmiş.
Sivas denince akla gelen ilk isimlerden biri de Âşık Veysel Şatıroğlu’dur.
“Kim okurdu, kim yazardı; bu düğümü kim çözerdi; koyun kurt ile gezerdi; fikir başka başka olmasa…” diyen büyük ozanı unutmayan Başkan Uzun, şehir meydanında Sivaslıların buluşma noktası olarak kullandığı kafeteryanın bir katını Âşık Veysel ve Yöresel Müzik Aletleri Müzesi hâline getirmiş.
Meydana yakın bir alanda ise yöresel el sanatları atölyeleri kurarak sanatçılara ve zanaatkârlara çalışma alanları kazandırmış.
Günün batışı ve akşamın başlamasıyla birlikte tarihi meydanın ışıklandırması şehre bambaşka bir güzellik katıyor.
Bu manzara bana Prag ve Budapeşte’yi hatırlattı.
Sivas’a gelip de Çerkez’in kahvesini içmemek olur mu?
Biz de bu zevkten mahrum kalmadık; ferah bir mekânda kahvemizi yudumlarken tarihe tanıklık ettik.
Geceyi geçirmek için rehberimiz eşliğinde şehrin 30 km uzağındaki Çermik Kaplıcalarına gittik.
Şifalı sularından yararlandık.
Bu kaplıcaların da Sivas’a ayrı bir güzellik kattığını müşahede ettik.
Sivas çok değişmiş, güzelleşmiş.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına hazır bir şehir hâline gelmiş.
Bu güzelliği sağlayan başta Sivas Belediye Başkanı Sayın Dr. Adem Uzun olmak üzere tüm personeline teşekkür ediyor, yollarının ve bahtlarının açık olmasını diliyorum.

0 Yorum